Romanya Bükreş’te gezilecek yerler, Romanya’nın başkenti olması ve güzel bir noktada konumlanması itibariyle kültür ve sanatın yoğun olarak yaşandığı yapılardan oluşmaktadır. Bükreş’te gezilecek yerler dikkate alındığında şehrin çok eski zamanlardan beri kendini muhafaza ettiğini arkeolojik kalıntılarla görmek mümkündür. Şimdi Romanya Bükreş’i tarihi yerleriyle, müzeleriyle, meydanları ve sokaklarıyla, eğlence yerleriyle keşfetmeye başlayabiliriz. Tabi ki Romanya’nın başkenti Bükreş’e gitmişken kendine özgü yemeklerini de tatmayı unutmayın.
Giriş Ücreti: Yetişkin: 40 ley , Öğrenci: 20 ley Çocuk: 10 ley
Ziyaret Saatleri: Mart – Ekim arası : Her gün 09:00 – 17:00 arası, Kasım – Şubat arası : Her gün 09:00 – 17:00 arası
Romanya Bükreş’te bulunan saray Parlamento’nun iki Meclisinden oluşmaktadır. Dünyada en büyük sivil ve pahalı yönetim olan ağır binadır. Yapımında 20.000 işçi ve 700 mimar bulunmuştur. Göz kamaştıran Bükreş Parlamento Sarayı 1100 odalı ve 12 katlıdır. Ayrıca uluslararası konferans merkezi oluşu ve usta zanaatkarların dokunuşuyla da Romen mimarisi yansıtılmaya çalışılmıştır. Parlamento Sarayı’nı detaylı şekilde gezmek ve keşfetmek isteyenler için önerimiz tura katılıp rehberle birlikte gitmeleridir.
Bükreş’te 1724 tarihinde yapılan Manastır Arşimandrit Lonichie’nin eseridir. Hristiyanlar için oldukça önem arz eden Manastır, mimari yapısının güzelliği ile birçok turistin ziyaret yeri olmuştur. Roma ve Bizans mimari özelliklerinin iç içe verildiği bu yapı, bazı yönleriyle eski bir görünüme sahip olsa da günümüze ulaşmış manastır olarak varlığını korumaktadır. Manastır da kütüphane ve 8 bin kitaplık yer almaktadır. Siz ziyaretinizi yaparken bir yandan da kulağınız Bizans müzikleriyle yankılanabilir çünkü hemen yakınlarınızda Bizans korosu bulunmaktadır. Manastıra Romanya Müzesi de yakın noktadadır.
Bükreş’te gezilecek yerler arasına kesinlikle Dimitrie Gusti Köy Müzesini de eklemelisiniz. Tam anlamıyla eski çağlarda yapılmış olan 19. Ve 20. Yüzyılın yapı özelliğinde geleneksel bir hava söz konusudur. Özgün köy yaşamının yansıtıldığı ve kırsal mimarinin sizleri selamladığı bu köy müzesi görülmeye değer. Romanya’ya has köy yaşamını görmek, geleneksel sokaklar ve evleri görmek merakınızı giderecek türden. Eski Romanya evleri yapıldığı yüzyıldan bugüne ne gibi değişiklikler yaşamış canlı olarak görebilirsiniz.
Bükreş’te yer alan Grigore Antipa Müzesi 1834’te kurulan Ulusal Doğa Tarihi Müzesidir. Müze kapandığı dönem sonrasında yenileme yapılınca 2011’de tekrar açılmıştır. Müze hayvan ve bitki yaşamının kalıntılarını bizlere gösteriyor. Müzede görebileceğiniz bölümler, mağaralar, koleksiyonlar, fosil, kaya ve mineral ve Roma ‘ya özgü sikkelerdir. Bükreş’in en eski müzesi olan Antipa Müzesi birçok canlıyı ve onların kalıntılarını yakından görmemize olanak sağlamaktadır. Çocukları olan ve onlarla seyahate çıkmayı düşünenler için animasyon gösterileri mevcut olup eğlence merkez noktasıdır.
Romanya’nın hükümdarı olan Vlad III. Dracula’nın büstünün bulunduğu ve sarayının olduğu yerdir. Ortaçağ mahkemeleri burada yer almakta olup eski yıkıntılar ve yapılar da burada yer almaktadır. Vlad III. Dracula istediği için yapılan mahkeme, saray zamanla Osmanlı Devleti’nin saldırılarıyla tahrip olmuş ve hasar almıştır. Buna rağmen Dracula’nın büstünün sağlam şekilde duruyor oluşu buraya oldukça fazla turist çekmektedir. Bükreş’te olup buraya gitmişseniz bilin ki çok şanslısınız çünkü konum itibariyle şehrin merak edilen tüm güzel yerlerine yakındır. Bükreş’te gezilecek yerler listenize eklemeniz diğer yerlere de ulaşmanız açısından sizlere kolaylık sağlayacaktır.
Eski kent meydanı birden fazla dükkanın yan yana olduğu ve yorulduğunuzda dinlenebileceğiniz, yemek yiyebileceğiniz bir özelliğe sahip. Öyle ki Bükreş’te insanları bir araya getiren kent meydanı Kent Konseyi tarafından belirlenmiş ve yapılmıştır. Şehrin en lezzetli yemeklerini tadabileceğiniz restoranlar burada yer almaktadır.
Bükreş’in en hareketli, en renkli ve en canlı yerleri arasında olan Lipscani tarihi dönemlerden kalmış olan binaların ve caddelerin onarılmasıyla bugün Bükreş’in en eğlenceli yerleri arasında adından söz ettirmektedir. Sokaklarıyla, yemekleriyle, kafeleri ve barlarıyla bölgenin kalbi olmuş durumda. Özellikle antika dükkanlarının çokluğu antika ürün seviyorsanız buraya mutlaka uğramanızı gerektirir. Hediyelik eşyalar ve magnetler de oldukça fazla bulunmakta gitmişken Lipscani’yi görmemek olmaz. Gelmişken albümünüze onlarca yeni fotoğraf eklemek hiçte fena değil.
Bükreş’in en büyük parkları arasında yer alan Herastrau Parkı hem doğayla iç içe hem de şehrin ortasında. Buraya gittiğinizde bisiklet sürebilir, bir şeyler içebilir ve parkta bulunan Herastrau Gölünde tura çıkabilirsiniz. Özellikle yazın gitmişseniz her gün bir etkinlik sizi karşılıyor olacaktır. Etkinlikler arasında konserler, tiyatrolar yer almakta olup gününüzün eğlenceli geçmesini sağlayabilirsiniz.
Bükreş sakinlerinin ve Bükreş’e gelenlerin sıklıkla tercih ettiği park, yeşilliği ve gölüyle huzur veren bir görüntü sergilemektedir. Daha çok bisiklet sürmek için gelinse de spor yapmak için uygun bir alandır. Burada yazları açık hava tiyatrosu kesinlikle kaçırmamanız gereken bir aktivite.
Bükreş Botanik Bahçesi, 1860 tarihinde kurulmuştur. 10.000’den daha fazla bitki çeşidi bulunan ekolojik bir alandır. Öyle ki hepimiz için gezmek mimari yapıları, binaları, devasa eserleri görmek değildir. Bu nedenle doğayla iç içe olmak, doğanın kokusunu içine çekmek isteyenler Botanik Bahçesi hiç düşünmeden gideceğiniz bir yer. Binlerce çiçek ve bu çiçeklerin muhteşem kokusu, parkın içindeki göl ve göldeki ördekler ile tıpkı masallardaki gibi bir gün yaşayacağınızın garantisini verebiliriz. Bükreş’te gezilecek yerler rotanıza mutlaka eklemenizi tavsiye ederiz.